İçeriğe geç

Yavaşça masanın etrafında toplandık. Akşam

Yavaşça masanın etrafında toplandık. Akşam yemeği için ailecek toplanmıştık. Televizyonda eski bir film açıkken, annem mutfaktan bir tepsi sucuk getirdi. O kadar tanıdık bir görüntüydü ki… Annemin mutfakta pişirdiği sucuk, bana çocukluğumun en güzel anılarını hatırlatıyordu. O an, her şey bir anda silikleşti ve gözümde sadece sucuk, o mutfak kokusu ve sıcak soframız kaldı. Ama o gece, bir soruyla karşılaştım.

“Bu sucuk bitkisel mi, hayvansal mı?”

Soruyu soran, ablamdı. Bu soruya cevap verirken, ben de aslında bu sorunun ne kadar derin olduğunu fark ettim. Sucuk, basit bir yemek değil, kimliğimizin, kültürümüzün ve toplumun ne kadar çeşitlenebildiğini anlamamıza yardımcı olacak bir metafora dönüşmüştü.

Baba, masanın başında, her zaman olduğu gibi pratik ve çözüm odaklıydı. Hızlıca cevabını verdi: “Sucuk tabii ki hayvansaldır, etten yapılır. Bu kadar basit.”

Babasının sözleri aslında onu tatmin etti, ama ablamın gözleri hala soru işaretiyle doluydu. “Ama et de değil, sadece sucuk değil mi? Yani, o da hayvansal mı oluyor?” diye sordu. Erkekler, bazen neyin bitkisel, neyin hayvansal olduğuna dair kesin bir çözüm arayışına girerler. Çoğu zaman mesele basit bir mantıkla çözüme ulaşır: Sucuk etten yapılır, dolayısıyla hayvansaldır. Sorular, kesinlikle basit yanıtlarla çözülür, çünkü sorun çözülmek istenir.

Ancak, bu kadar basit değil. O kadar çok katman var ki, sucuk hem sembolik hem de maddi anlamda çok daha fazla şey ifade ediyor.

Ablam, anneme ve babama bakarak derin bir nefes aldı. “Ama sucuk sadece bir yiyecek değil, değil mi?” dedi. Herkesin gözleri ablamın üzerine çevrildi. O, her zaman etrafındaki her şeye duyarlı ve empatik bir yaklaşım sergileyen biriydi. “Sucuk, sadece bir et parçası değil, içinde bir kültür taşıyor. Hayvanlar, insan eliyle besleniyor, büyütülüyor ve sonra öldürülüyor. Peki ya bu? Bir an durup bu döngüyü düşünmemiz gerekmiyor mu?”

Ablamın bu sözleri beni düşündürmeye başladı. Sucuk, her ne kadar çok tanıdık bir lezzet olsa da, aslında çoğu zaman “görmezden geldiğimiz” bir gerçeği taşıyor: Hayvanların yaşamları ve bu yaşamların nasıl sonlandırıldığı… Bir annenin sütünden yapılan sucuk, bir çocuğun mutfakta güvenle oturduğu o sofrada tadına vardığı lezzet… Ama ardında olan, insanların bilinçli ya da bilinçsiz şekilde göz ardı ettiği bir başka gerçek var: Hayvansal ürünlerin üretiminde yaşanan etik sorunlar, hayvanların yaşam koşulları ve çevreye olan etkiler.

“Evet,” dedi annem, “ancak bazı insanlar için sucuk, sadece et değil. Çünkü aslında bu, bir gelenek. Bizim kültürümüzün bir parçası. Bunu yapmak, daha büyük bir toplulukla bağlantı kurmamıza yardım ediyor.”

Ablam bu açıklamaya ses çıkarmadı, ama gözlerinde bir anlam arayışı vardı.

Gerçekten de, sucuk sadece etten mi ibarettir? Bazı modern üretim yöntemleri, bitkisel alternatifsiz sucuklar üretmeye başlamışken, aslında bu tartışma çok daha geniş bir boyuta taşınıyor. Bitkisel sucuklar, insanların “hayvansal ürünlerden uzak durma” isteğiyle ortaya çıkan alternatiflerden sadece bir tanesi. Vegan ve vejetaryenler için bu yeni tür sucuklar, hayvansal gıda üretiminden kaçınma fırsatı sunuyor. Bu durumda, sucuk bitkisel hale geliyor. Ama bu dönüşüm, ne kadar kabul edilebilir? Gerçekten “sucuk” hala “sucuk” olur mu?

Buradaki sorular aslında çok basit. Sadece yiyecek üzerinden, toplumsal değerler ve üretim süreçlerine kadar uzanıyor. Çünkü sucuk, sadece bir ürün değil, aynı zamanda o ürünün üretimindeki tüm kültürel, etik ve çevresel etkilerin bir yansıması.

Ablam, her zaman olduğu gibi, ilişkileri ve insanları merkeze alıyordu. “Baba, sucuk bir yanda kültürümüzün bir parçası, ama diğer yanda hayvanların acı çekmesi anlamına geliyor. Biz bunu sadece ‘tadını almak’ gibi bir şeyle düşünmemeliyiz,” dedi. “İçerdiği etin nasıl üretildiği, çevreyi nasıl etkilediği, hatta hangi şirketlerin bu ürünleri sağladığıyla ilgili sorular sormalıyız. Bu ürün, sadece sofraya gelen bir lezzet olmamalı, aynı zamanda bir duyarlılık olmalı.”

Annem, ablamın sözlerine biraz daha dikkatle kulak verdi. “Haklısın, kızım. Ama bazen bizler, hep alıştığımız bu düzenin bir parçası olarak, hep aynı şeyleri yapıyoruz. Değişim, her zaman kolay değildir.”

Hikâyenin sonunda, sucuk hala et mi, bitkisel mi? Gerçekten de tam olarak neyi ifade ediyor? Bu soruya verilecek cevaplar, sadece yiyeceklerin hangi kategoriye ait olduğunu sorgulamaktan çok daha derindir. Her yemek, sadece bir tat değil; aynı zamanda bir sorumluluk, bir seçim ve bir geçmişin taşıyıcısıdır.

Sizce sucuk hala sadece bir gıda maddesi midir? Yoksa o, kültürün, vicdanın ve etrafımızdaki yaşamların bir yansıması mı? Fikirlerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz? Yorumlar kısmında görüşlerinizi duymak için sabırsızlanıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort brushk.com.tr sendegel.com.tr trakyacim.com.tr temmet.com.tr fudek.com.tr arnisagiyim.com.tr ugurlukoltuk.com.tr mcgrup.com.tr ayanperde.com.tr ledpower.com.tr
Sitemap
jojobet güncel girişholiganbet girişcasibomcasibom